halkla

listen to the pronunciation of halkla
Türkçe - İngilizce
PR
proportional representation
personal recognizance (bond)
personal representative
personal record (in sports)
Port Republic, New Jersey
Paraná, a state of Brazil
police report
public relations
permanent residence
PR is an abbreviation for proportional representation. Puerto Rico (in Internet addresses). The symbol for the element praseodymium
PR is an abbreviation for public relations. It will be good PR. a PR firm
{i} financial sheet listing salaries; list of workers who receive wages and salaries
{i} actions of promoting goodwill and distributing information for a company or organization
halk
public

Please refrain from smoking in public places. - Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten imtina edin.

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

halk
folk

In the 1960s, folk music was very popular. - 1960'larda halk müziği çok popülerdi.

I used to like folk music. - Halk müziğinden hoşlanırdım.

halk
(Hukuk) people

The British people in general are extremely fond of their pets. - İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.

Some young Japanese people prefer being single to being married. - Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.

halk
community

Tom's death shocked the community. - Tom'un ölümü halkı şok etti.

Tom went to community college. - Tom halk eğitim merkezine gitti.

halkla ilişkiler müdürü
Public Relations Manager
halkla ilişkiler sorumlusu
public relations representative
Halkla İlişkiler Ofisi; halkla ilişkiler subayı
(Askeri) Public Affairs Office; public affairs officer
halkla ilişkiler
public relations
halkla ilişkiler timi
(Askeri) public affairs team
halkla ilişkiler uzmanı
public relations
halkla ilişkiler yönergesi
(Askeri) public affairs guidance
halkla ilişkilerden sorumlu kurmay başkan yardımcısı
(Askeri) assistant chief of staff, civil affairs
halk
popular

Die Lorelei is a popular German folk song. - Lorelei bir popüler Alman halk şarkısıdır.

In the 1960s, folk music was very popular. - 1960'larda halk müziği çok popülerdi.

halk
population

We want the government to serve the entire population. - Hükümetin tüm halka hizmet etmesini istiyoruz.

The local population helps fight forest fires. - Yerel halk, orman yangınlarıyla mücadeleye yardımcı olur.

halk
{i} commune
halk
ordinary people
halk
country

The government of this country oppresses its people. - Bu ülkenin hükümeti halkına zulmediyor.

The people of this country are sick and tired of politics as usual. - Bu ülkenin halkı her zamanki gibi politikadan bıkıp usanmış durumdadır.

halk
subjects

I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one. - Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.

halk
general public

The mayor addressed the general public. - Belediye başkanı halka hitap etti.

halk
file
halk
peoples

Our peoples have more in common than can be seen at first sight. - Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.

Many peoples live in Asia. - Birçok halklar Asya'da yaşar.

halk
folks

I'm sure your folks miss you. - Eminim ki halkın seni özlüyordur.

I've already sung three folks songs tonight. - Bu gece şimdiden üç tane halk şarkısı söyledim.

halk
plebs
halk
general

Lemma 5 cannot be generalized to arbitrary artinian rings. - Lemma 5 gelişigüzel seçilmiş Artin halkaları ile genellenemez

I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates. - Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.

halk
grass roots
Halkla ilişkiler
guest relations
ABD Genel Kurmay Başkanlığı-Halkla İlişkiler
(Askeri) Office of the Chairman of the Joint Chiefs of Staff-Public Affairs
ana röle; fizik asistanı; varış ihtimali; halkla ilişkiler
(Askeri) parent relay; physician assistant; probability of arrival; public affairs
basın bilgi subayı; halkla ilişkiler subayı
(Askeri) press information officer; public information officer
halk
people, nation, public, folk; people, populace
halk
demo

The first lesson in democracy is to abide by the will of the people. - Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.

Democracy is the government of the people, by the people, for the people. - Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.

halk
the vulgar
halk
populace

I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates. - Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.

The populace have never forgotten the president's generosity. - Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.

halk
demos
halk
the people

The new law was enforced on the people of the island. - Yeni yasa ada halkına zorla kabul ettirildi.

The people voted in November. - Halk Kasım ayında oy verdi.

halk
communal
halk
the community

They went to the community pool. - Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.

She sacrifies herself for the community. - Halk için kendini kurban ediyor.

halk
vulgar
halk
the crowd
halk
the million
halk
million
halk
the common people
yolcular; halkla ilişkiler planları
(Askeri) passengers; public affairs plans
önerilen halkla ilişkiler yönergesi
(Askeri) proposed public affairs guidance
İngilizce - İngilizce

halkla teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

halk
A nook; a corner
Türkçe - Türkçe

halkla teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Halk
cumhur
halk
Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü: "Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir."- O. V. Kanık
halk
Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü: "Bütün köy halkı orada idi."- Ö. Seyfettin
halk
Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu
halk
Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü
halk
Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri
halk
Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü
Halk
ahali
halk
Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu
halk
Yaratma
halk
Aydınların dışında kalan topluluk
halk
(Osmanlı Dönemi) yarâtma, var etme
Halk
avam
HALK
(Osmanlı Dönemi) Boğaz
HALK
(Osmanlı Dönemi) Tıraş etmek
Halk
folk
Halk
(Osmanlı Dönemi) HİCCİRE
Halk
el
Halk
beraya
Halk
enam
Halk
(Osmanlı Dönemi) ÂLEM
halkla