gün ışığı

listen to the pronunciation of gün ışığı
Türkçe - İngilizce
daylight

A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness. - Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.

I forgot that the daylight saving time ended last week. - Gün ışığından yararlanma saatinin geçen hafta sona erdiğini unuttum.

light

Fadil's devastating fate finally came to light. - Fadıl'ın yıkıcı kaderi sonunda gün ışığına çıktı.

Sami doesn't deserve to see the light of day again. - Sami bir daha gün ışığını görmeyi hak etmiyor.

day light
sunn hemp
günışığı
(Meteoroloji) sunshine
günışığı
natural light
suni gün ışığı
(Askeri) artificial daylight
günışığı
(Tekstil) daylight
Türkçe - Türkçe
şavk
gün ışığı