Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
- Hello, are you Mr Ogawa?
Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?
- Are you a teacher or a student here?
Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
- If it hadn't been for you, he would still be alive.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't love you anymore.
Sana küçük bir şey getirdim.
- I've brought you a little something.
Bu kravat sana çok iyi uyuyor.
- That tie suits you very well.
Sizin hangi tür şarabınız var?
- What kind of wine do you have?
Sizinle yaşamayı seviyorum.
- I love living with you.
İstasyona giderken ben seni geçtim.
- I can beat you to the station.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't like you anymore.
Ben size yardımcı olmaktan mutlu olurum.
- I will be glad to help you.
Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez.
- You are not allowed to violate the rules.
Hepiniz kendinizden utanmalısınız.
- You should all be ashamed of yourselves.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
- Try to control yourselves.
I'll miss you very much if you go.
- Ich werde euch sehr vermissen, wenn ihr geht.
I will show you some pictures.
- Ich werde euch ein paar Bilder zeigen.