Siz insanları anlamıyorum.
- I don't see your point.
Siz insanları anlamıyorum.
- I do not understand you.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't like you anymore.
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Sana küçük bir şey getirdim.
- I've brought you a little something.
Bu otobüs sizi müzeye götürecek.
- This bus will take you to the museum.
Sizin hangi tür şarabınız var?
- What kind of wine do you have?
Artık seni sevmiyorum.
- I don't love you anymore.
Artık seni sevmiyorum.
- I no longer love you.
Size patatesleri haşlayacağım.
- I'll boil you the potatoes.
Ben size yardımcı olmaktan mutlu olurum.
- I will be glad to help you.
Hepiniz kendinizden utanmalısınız.
- You should all be ashamed of yourselves.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
- Try to control yourselves.
As soon as they return, I will telephone you.
- Sobald sie zurück sind, rufe ich euch an.
The police will get you to find the bullets.
- Die Polizei wird euch dazu bringen, die Kugeln zu finden.