urgently; with insistence

listen to the pronunciation of urgently; with insistence
English - Turkish
acilen; ısrarı ile
instantly
anında

Bir araba tarafından çarpıldı ve anında öldü. - He was hit by a car and died instantly.

Tom anında yanıtladı. - Tom responded instantly.

instantly
derhal

Derhal sorunla ilgilenmeliyiz. - We must deal with the problem instantly.

instantly
anide

O neredeyse aniden öldü. - He died almost instantly.

Her iki adam da aniden öldü. - Both men died instantly.

instantly
biranda
instantly
hemen

Biz hemen arkadaş olduk. - We instantly became friends.

Tom bir şeylerin yanlış olduğunu hemen bildi. - Tom knew instantly that something was wrong.

instantly
hemencecik
English - English
instantly
urgently; with insistence
Favorites