separately; aside; into pieces

listen to the pronunciation of separately; aside; into pieces
English - Turkish

Definition of separately; aside; into pieces in English Turkish dictionary

apart
ayrı

Biz sadece iki haftayı ayrı geçirdik. - We've just spent two weeks apart.

O, ebeveynlerinden ayrı yaşıyor. - He lives apart from his parents.

apart
birbirinden ayrı: The two
apart
parçalar

Çocuk radyoyu parçalara ayırdı. - The boy took the radio apart.

Elektrikli cihazları parçalarına ayırmayı seviyor. - He likes to take electric devices apart.

apart
başka

Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır. - Apart from Barack Obama, all US presidents were white.

Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor. - Apart from his parents, no one knows him very well.

apart
bir yanda
apart
parçalar halinde
apart
uzakta

Tom çalıştığı yerden çok uzakta olmayan bir daire bulmalı. - Tom needs to find an apartment not too far from where he works.

Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır. - For many books, the covers are too far apart.

apart
uyuşmayan
apart
bölüm bölüm
apart
bağsız
apart
ayrılmış
apart
parça parça

Şeyler parça parça oluyor. - Things are coming apart.

apart
set apart ayırmak
apart
müstakil bir şekilde
apart
drift apart sürüklenmek uzaklaşmak
apart
bağımsız olarak
apart
bir tarafa
apart
tedricen ayrı düşmek
English - English
apart