Turkish - English
Definition of pembeleştirme in Turkish English dictionary
- pembe
- pink
She painted the wall pink.
-O, duvarı pembe boyadı.
Tom can't remember where he bought his pink socks.
-Tom pembe çoraplarını nerede aldığını hatırlayamıyor.
- pembe
- rose pink
- pembe
- rose
She looks at the world through rose-colored glasses.
-Hayata pembe gözlüklerle bakıyor.
Pink roses are beautiful.
-Pembe güller güzeldir.
- pembe
- rose-coloured
- pembe
- rose colour
- pembe
- rose-colored
She looks at the world through rose-colored glasses.
-Hayata pembe gözlüklerle bakıyor.
- pembe
- rose-pink
- pembe
- ruddy
- pembeleştirmek
- (Gıda) saute
- pembe
- rose colored
- pembe
- purple
The color is purple rather than pink.
-Renk pembeden ziyade mordur.
The color is purple rather than pink.
-Renk pembeden daha çok mor.
- pembe
- rose color
- pembe
- rosy
- pembe
- garnet
- pembe
- rose coloured [Brit.]
- pembe
- rhodo
- pembe
- carnation
The tall man wore a pink carnation in his lapel.
-Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.
- pembe
- (renk) roseate
- pembe
- roseate
- pembe
- rose coloured
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of pembeleştirme in Turkish Turkish dictionary
- Pembeleştirmek işi
- pembe
- Bu renkte olan
- pembe
- Beyazla biraz kırmızının karışmasından oluşan açık renk
- pembeleştirmek
- Pembe bir duruma getirmek
Related Terms
pembeleştirme
Hyphenation
pem·be·leş·tir·meResimler
History
Favorites