mutlu

listen to the pronunciation of mutlu
Turkish - English
(isim) Happy

Though he is rich, he is not happy. - O zengin olmasına rağmen mutlu değil.

I'm happy to see you. - Seni gördüğüme mutluyum.

blessed
joyful

I saw a joyful smile on his face. - Onun yüzünde mutlu bir gülümseme gördüm.

happy, glad, gay, elated
merry

I wish you all a merry Christmas and a happy new year. - Hepinize Mutlu Noeller ve mutlu bir yeni yıl diliyorum.

Merry Christmas and a Happy New Year! - Mutlu Noeller ve Mutlu bir Yeni Yıl.

welloff
jubilant
exultant
happier

Tom is happier now that Mary has left. - Mary gittiği için, Tom daha mutlu.

Tom couldn't be happier. - Tom daha mutlu olamazdı.

jolly
glad

I will be glad to help you. - Ben size yardımcı olmaktan mutlu olurum.

Tom was glad he didn't have to live in Boston for more than a year. - Tom bir yıldan daha fazla Boston'da yaşamak zorunda olmadığı için mutluydu.

(Konuşma Dili) in good heart
delighted at

They were delighted at the good news. - İyi habere mutlu oldular.

I am delighted at your success. - Ben başarınızdan mutluluk duyuyorum.

bright

You look happy, so bright and early. - Mutlu, çok parlak ve erken görünüyorsun.

gay
(deyim) in fine fettle
gleesome
(Konuşma Dili) all right
rejoicing
chuffed
palmy
lucky
blissful

You don't need much to be blissfully happy. - Keyifli bir şekilde mutlu olmak için çok fazla şeye ihtiyacın yok.

How about spending an elegant and blissful time at a beauty salon? - Bir güzellik salonunda hoş ve mutlu bir zaman geçirmeye ne dersin?

blithe
elated

Tom was stunned, but elated. - Tom sersemlemiş ama mutluydu.

contented

Tom seemed contented. - Tom mutlu görünüyordu.

No matter how rich he may be, he is never contented. - Ne kadar zengin olursa olsun, o asla mutlu değil.

felicitous
delighted

I'd be delighted if you'd come with me. - Benimle gelseydiniz mutlu olurdum.

The speech made by the president yesterday delighted his supporters. - Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.

content

I think Tom is contented. - Tom'un mutlu olduğunu düşünüyorum.

Tom seemed contented. - Tom mutlu görünüyordu.

light-hearted
thankful
mutlu etmek
make happy
mutlu yıllar
happy new year

I wish you a Merry Christmas and a Happy New Year. - Mutlu Noeller ve Mutlu Yıllar Dilerim.

We wish you a Merry Christmas and a Happy New Year. - Size Mutlu Noeller ve Mutlu Yıllar dileriz.

mutlu etmek
make one's day
mutlu musun
are you happy
mutlu olmak
be happy

I just want to be happy. - Sadece mutlu olmak istiyorum.

To be happy, you should spend time with someone you love. - Mutlu olmak için, sevdiğin biriyle vakit harcamalısın.

mutlu olmak
to become happy

My goal is to become happy. - Amacım mutlu olmaktır.

He did everything to become happy. - O mutlu olmak için her şeyi yaptı.

mutlu bir şekilde
happily

The girl is reading happily. - Kız mutlu bir şekilde okuyor.

I'm happily married, no matter what anyone says. - Ben mutlu bir şekilde evliyim, herkesin ne dediği önemli değil.

mutlu bir şekilde
blithely
mutlu bir şekilde yaşamak
tick
mutlu edici
ecstatic
mutlu edici
elating
mutlu etmek
content
mutlu etmek
gladden
mutlu etmek
gratify
mutlu etmek
please

He is rather hard to please. - Onu mutlu etmek oldukça zordur.

mutlu hanukka bayramları
happy hanukkah
mutlu olmak
enjoy oneself
mutlu olmak
happy

Tom certainly has a lot to be happy about. - Tom'un mutlu olmak için kesinlikle çok şeyi var.

Everybody wants to be happy. - Herkes mutlu olmak istiyor.

mutlu olmak
be in seventh heaven
mutlu olmak
(deyim) have one's tail up
mutlu olmak
on top of the world
mutlu olmak
brighten
mutlu olmak
be on a natural high
mutlu olmak
happy to
mutlu olmak
on cloud nine
mutlu olurum
i'll be happy
mutlu olurum
i'll be glad
mutlu paskalyalar
happy easter
mutlu yüz
(Bilgisayar) happy face
mutlu yıllar
happy birthday to you

Happy birthday to you! Happy birthday to you! Happy birthday, dear Mary! Happy birthday to you! - Doğum günün kutlu olsun! Doğum günün kutlu olsun! Mutlu yıllar, sevgili Mary! Doğum günün kutlu olsun!

mutlu yıllar
happy birthday

Happy birthday to you! Happy birthday to you! Happy birthday, dear Mary! Happy birthday to you! - Doğum günün kutlu olsun! Doğum günün kutlu olsun! Mutlu yıllar, sevgili Mary! Doğum günün kutlu olsun!

I'd like to wish my mom a happy birthday. - Anneme mutlu yıllar dilemek istiyorum.

mutlu yıllar sana
happy birthday to you
mutlu olmak
become happy

Men do not exist in this world to become rich, but to become happy. - Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar.

He did everything to become happy. - O mutlu olmak için her şeyi yaptı.

mutlu etme, mutluluk verme
happy, happiness-making
mutlu olmak
to be happy

To be happy, you should spend time with someone you love. - Mutlu olmak için, sevdiğin biriyle vakit harcamalısın.

I know you want to be happy. - Mutlu olmak istediğini biliyorum.

mutlu azınlık
the privileged few
mutlu azınlık pol
the privileged few
mutlu bir hayat sürmek
lead a happy life
mutlu eden
beatific
mutlu etmek
to please, to gratify, to gladden, to warm the cockles (of sb's heart)
mutlu görünmek
be all smiles
mutlu gün
red letter day
mutlu gün
(deyim) a red-letter day
mutlu kukla sendromu
(Pisikoloji, Ruhbilim) happy puppet syndrome
mutlu noeller
Merry Christmas

Merry Christmas and a Happy New Year! - Mutlu Noeller ve Mutlu bir Yeni Yıl.

Merry Christmas to you and your family. - Sana ve ailene mutlu Noeller.

mutlu olarak
beatifically
mutlu olarak
merrily
mutlu olmak
be all smiles
mutlu saat
happy hour

During happy hour, all drinks are half price. - Mutlu saat boyunca bütün içkiler yarı fiyatına.

I don't want to miss happy hour. - Mutlu saati kaçırmak istemiyorum.

mutlu son
happy ending

I like books which have happy endings. - Mutlu sonları olan kitapları severim.

I just love happy endings. - Sadece mutlu sonları severim.

mutlu ve huzurlu ortam
bed of roses
mutlu yıllar
happy anniversary
en mutlu
happiest

The world's happiest man is me. - Dünyanın en mutlu erkeği benim.

He is the happiest man on earth. - O dünyadaki en mutlu adam.

nice mutlu senelere
many happy returns
mutlu etmek
rejoice sb's heart
mutlu etmek
beatify
mutlu ol
happy to
mutlu olmak
bask
Mutlu olmak
get happy
keyiflendirmek, mutlu etmek
cheer, please
ne mutlu size !
you happy!
ne mutlu türküm diyene
Happy is who says I'm a Turk
beni mutlu et
make me happy
geçmiş mutlu günler
palmy days
kendini mutlu saymak
account oneself happy
mutlu etmek
elate
uzun ve mutlu yaşamak
have one's innings
uzun ve mutlu yaşamak
have one's inning
çok mutlu
over happy
çok mutlu olmak
overjoy
Turkish - Turkish
Mutluluğa erişmiş olan, ongun, mesut: "Bu yüz neşeli değil, taşkın denecek kadar mutlu idi."- T. Buğra
Mutluluğa erişmiş olan, ongun, mesut
Mutluluk veren
kambin
mukbil
berhudar
ongun
mutlu etmek
Mutluluk vermek, bahtiyar etmek
mutlu olmak
Mutluluk duymak, bahtiyar olmak
Mutlu olmak
mutlanmak
English - Turkish

Definition of mutlu in English Turkish dictionary

ne mutlu türküm diyene
Happy iş he who says İ am a Türk