hırsla

listen to the pronunciation of hırsla
Turkish - English
greedily
ambition

Mary says she will follow through on her ambitions. - Mary hırslarını gerçekleştireceğini söylüyor.

What are your ambitions? - Senin hırsların nedir?

hırs
greed

The earth can satisfy our needs but not our greed. - Dünya ihtiyaçlarımızı tatmin edebilir ancak hırsımızı değil.

Greed makes people do strange things. - Hırs insanlara tuhaf şeyler yaptırır.

hırs
passion

We defy our foes, for our passion makes us strong! - Hırs bizi güçlü yaptığı için biz düşmanlarımıza meydan okuruz!

I have always been very passionate about politics. - Politika konusunda daima çok hırslı oldum.

hırs
{i} ambition

He fell a victim to his own ambition. - Kendi hırsının kurbanı oldu.

Mary wanted to marry a man with ambition. - Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu.

hırs
{i} desire
hırs
{i} mettle
hırs
lust
hırs
rage
hırs
mammon
hırs
rapaciousness
hırs
avidity
hırs
{i} anger
hırs
greediness
hırs
avarice
hırs
cupidity
hırs
passion, ambition, avarice, greed; fury, anger, rage
hırs
glow
hırs
voracity
hırs
rapacity
hırs
fire
hırs
forwardness
hırs
powerful desire (to attain a particular end), ambition
hırs
avid

Tom is an avid tennis player. - Tom hırslı bir tenis oyuncusu.

Tom is an avid fisherman. - Tom hırslı bir balıkçı.

Turkish - Turkish

Definition of hırsla in Turkish Turkish dictionary

HIRS
(Osmanlı Dönemi) Saklamak
Hırs
(Osmanlı Dönemi) KELB
Hırs
(Osmanlı Dönemi) ŞEAF
Hırs
(Osmanlı Dönemi) HELA'
hırs
Ayı
hırs
Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku
hırs
Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku. Öfke, kızgınlık: "Hırsımdan bazılarına tablomu bedava verdim, alın, götürün diye bağırdım."- H. C. Yalçın
hırs
Öfke, kızgınlık
hırsla
Favorites