great emotion

listen to the pronunciation of great emotion
English - Turkish

Definition of great emotion in English Turkish dictionary

incandescence
{i} akkorluk
incandescence
{i} parlaklık
passion
ihtiras

Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı. - It was a very passionate love affair.

passion
hastalık
passion
hırs

Politika konusunda daima çok hırslı oldum. - I have always been very passionate about politics.

Hırs bizi güçlü yaptığı için biz düşmanlarımıza meydan okuruz! - We defy our foes, for our passion makes us strong!

passion
tutku

Tutkulu olduğun bazı şeyler nedir? - What are some things you are passionate about?

O, tutkularını bastırdı. - He subdued his passions.

passion
düşkünlük
passion
ani öfke
passion
(Tıp) Kuvvetli his (heyecan, hırs, v.s.)
passion
{i} güçlü duygu; tutku; hırs
passion
(Tıp) Acı, ağrı, ıstırap
passion
{i} şehvet

Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir. - Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.

passion
hazreti isa'nın çarmıha gerildiğinde çektiği acı
passion
(Tıp) Merak, delilik
passion
{i} sevda, aşk
passion
{i} hiddet, öfke
English - English
passion
incandescence
great emotion

    Hyphenation

    great e·mo·tion

    Turkish pronunciation

    greyt îmōşın

    Pronunciation

    /ˈgrāt əˈmōsʜən/ /ˈɡreɪt ɪˈmoʊʃən/
Favorites