Onun ceketinin manşetleri kötü yıpranmış.
- The cuffs of his suit jacket are badly frayed.
Bu uzatma kablosu bana tehlikeli gibi görüyor. Nereden yıprandığını görüyor musun?
- That extension cord looks dangerous to me. You see where it's frayed there?
Bu uzatma kablosu bana tehlikeli gibi görüyor. Nereden yıprandığını görüyor musun?
- That extension cord looks dangerous to me. You see where it's frayed there?
Onun ceketinin manşetleri kötü yıpranmış.
- The cuffs of his suit jacket are badly frayed.
The stressful day ended in frayed nerves. (Metaphorical use; nerves are visualised as strings).
The ribbon frayed at the cut end.