English - Turkish
Definition of convenience of situation; fitness in English Turkish dictionary
- opportunity
- fırsat
O,müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.
-He took advantage of the opportunity to visit the museum.
Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
-You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent.
- opportunity
- olanak
- opportunity
- {i} fırsat, elverişli durum
- opportunity
- uygun zaman
- opportunity
- münasebet
- opportunity
- elverişli zaman
- opportunity
- firsat çıkmak
- opportunity
- {i} şans
Bir gün, Malezya'nın tüm çocukları mükemmel bir eğitime ulaşma şansına sahip olacak.
-One day, all children in Malaysia will have the opportunity to attain an excellent education.
Tom başka bir şansı hak ediyor.
-Tom deserves another opportunity.
- opportunity
- {i} uygun durum
Related Terms
English - English
Definition of convenience of situation; fitness in English English dictionary
- opportunity
convenience of situation; fitness
Hyphenation
con·ven·ience of situation; fit·nessPronunciation
Resimler
History
Favorites