bir parça

listen to the pronunciation of bir parça
Turkish - English
a little

Have a little of this cake. - Pastadan bir parça al.

Here's a little nugget of advice for you, Tom. - İşte senin için bir parça tavsiye, Tom.

somewhat

The air feels somewhat cold this morning. - Bu sabah hava bir parça soğuk geliyor.

slightly, a bit, a modicum of, ounce of sth
{i} piece

He brought me a piece of information. - Bana bir parça bilgi getirdi.

Tom cut his sister a piece of cake. - Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.

{s} faint
a bit

When I was a kid, touching bugs didn't bother me a bit. Now I can hardly stand looking at pictures of them. - Ben bir çocukken, böceklere dokunmak beni bir parça rahatsız etmezdi. Şimdi neredeyse onların resimlerine bakmaya katlanamıyorum.

This town hasn't changed a bit since the 1970's. - Bu şehir 1970'lerden beri bir parça değişmedi.

a bar of
slightly
a little bit

But, I don't eat even a little bit of meat. - Fakat ben bir parça et bile yemiyorum.

Please turn up the AC a little bit. - Lütfen AC'yi bir parça aç.

a bit of a
modicum
a piece
a piece of

I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen. - Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.

Tom cut his sister a piece of cake. - Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.

{s} some

On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas. - Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.

Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you. - Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen.

something of
{i} dose
{i} soupcon
{i} ounce

It's clear Tom doesn't have an ounce of humanity. - Tom'un bir parça insanlığının olmadığı açık.

{i} element

Persian Gulf is an element of historical identity of Iranian People. - İran körfezi, İran halkındaki tarihsel kimliğin bir parçasıdır.

{i} dollop
{i} dosage
thought

I thought I was part of the problem. - Sorunun bir parçası olduğumu düşündüm.

bir parça görünmek
peer
bir parça umut
faint hope
bir kısmı, bir parça, bir bölüm
part, a part of a section
iki parça bir takım
two piece suit
melodinin bir bölümünü oluşturan kısa parça
phrase
üç parça bir takım
three piece suit
Turkish - Turkish
Biraz, azıcık, çok az
bir parça
Favorites