anything that causes such a state or emotion

listen to the pronunciation of anything that causes such a state or emotion
English - Turkish

Definition of anything that causes such a state or emotion in English Turkish dictionary

surprise
sürpriz

O, gerçeği öğrendiğinde, ona büyük sürpriz oldu. - Great was her surprise when she knew the fact.

Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz. - To our great surprise, he suddenly resigned.

surprise
şaşkınlık

Mary şaşkınlıkla ona baktı. - Mary stared back at him in surprise.

Burada ne yapıyorsun? diye şaşkınlıkla bana sordu. - What are you doing here? he asked me in surprise.

surprise
şaşkınlık uyandırmak
surprise
hayret uyandırmak
surprise
birini şaşırtmak
surprise
bir yere baskın yapmak
surprise
birini gafil avlamak
surprise
{f} hayret ettirmek
surprise
baskın yapmak
surprise
beklenmedik anda yakalamak
surprise
{i} baskın

Ordumuz kırallığa baskın yaptı. - Our army took the kingdom by surprise.

surprise
{f} oyuna getirmek
surprise
{f} (birine) sürpriz yapmak; (birini) şaşırtmak
surprise
(isim) sürpriz, baskın, hayret, şaşkınlık
surprise
beklenmedik

Bu beklenmedik bir sürpriz. - This is an unexpected surprise.

Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi. - Receiving a gift from you was an unexpected surprise.

surprise
birden karşısına çıkarmak
surprise
surprise package içinden umulmadı
surprise
{i} sürpriz; şaşkınlık; hayret
surprise
{f} sürpriz yapmak

Ona sürpriz yapmak istiyorum. - I want to surprise him.

Tom'a sürpriz yapmak istedim. - I wanted to surprise Tom.

English - English
surprise
anything that causes such a state or emotion

    Hyphenation

    a·ny·thing that causes such a state or e·mo·tion

    Turkish pronunciation

    enithîng dhıt kôzîz sʌç ı steyt ır îmōşın

    Pronunciation

    /ˈenēˌᴛʜəɴɢ ᴛʜət ˈkôzəz ˈsəʧ ə ˈstāt ər əˈmōsʜən/ /ˈɛniːˌθɪŋ ðət ˈkɔːzɪz ˈsʌʧ ə ˈsteɪt ɜr ɪˈmoʊʃən/
Favorites