a part of an ocean or lake extending into the land

listen to the pronunciation of a part of an ocean or lake extending into the land
English - Turkish

Definition of a part of an ocean or lake extending into the land in English Turkish dictionary

bay
{i} körfez

O, bir makineli tüfek ile işgalcileri körfezde tuttu. - He kept the invaders at bay with a machine gun.

Körfezde yelkenlilerden daha çok yatlar var. - The bay has more yachts than sailboats.

bay
(at) doru 7.havlamak
bay
cumba

Cumbayı açmak için sadece butona basmalısınız. - You have only to push the button to open the bay window.

bay
uluma
bay
bölüm
bay
bölme
bay
ulumak
bay
{i} koy

Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi. - We were granted the privilege of fishing in this bay.

bay
{i} dikme (yapı)
bay
{i} havlama
bay
ün
bay
{i} revir (gemi)
bay
{i} peron
bay
{f} havlamak
bay
{i} defne

O kırmızı defne meyvesini seviyor. - She likes red bayberries.

bay
yaban
bay
zafer nişanesi olarak verilen defneden yapılmış taç
bay
(Askeri) AÇIKLIK: Yüzücü ayaklı köprüde, yan yana bulunan iki ayak veya tombaz merkezleri arasındaki açıklık
English - English
bay
a part of an ocean or lake extending into the land

    Hyphenation

    a part of an o·cean or lake extending in·to the Land

    Turkish pronunciation

    ı pärt ıv ın ōşın ır leyk îkstendîng întı dhi länd

    Pronunciation

    /ə ˈpärt əv ən ˈōsʜən ər ˈlāk əkˈstendəɴɢ əntə ᴛʜē ˈland/ /ə ˈpɑːrt əv ən ˈoʊʃən ɜr ˈleɪk ɪkˈstɛndɪŋ ɪntə ðiː ˈlænd/
Favorites