duyurma

listen to the pronunciation of duyurma
Türkçe - İngilizce
announcement
advertising
duyurmak
announce

Before it gets out in the media, I'd like to announce to all my fans that I'm pregnant. - Medyaya çıkmadan önce, hamile olduğumu bütün hayranlarıma duyurmak istiyorum.

He was ready to announce his presidential candidacy. - Cumhurbaşkanlığı adaylığını duyurmak için hazırdı.

duyurmak
{f} broadcast
duyurmak
pronounce
duyurmak
give out
herkese duyurma
exposure
duyurmak
{f} notice
duyur
{f} announced

Tom announced that he was quitting football. - Tom futbolu bıraktığını duyurdu.

They announced that they were planning to live in Boston. - Onlar Boston'da yaşamayı planladıklarını duyurdular.

duyurmak
advertise
duyurmak
proclaim
duyurmak
to announce or proclaim (something) to (someone)
duyurmak
publish
duyurmak
clarion
duyurmak
advertize
duyurmak
to have (something) made known to (someone)
duyurmak
noise abroad
duyurmak
to cause (someone) to sense or perceive (something), get (something) across to (someone) indirectly
duyurmak
annunciate
duyurmak
plead
duyurmak
give forth
duyurmak
to have or let (someone) hear (something)
duyurmak
to announce, to advertise, to proclaim
duyurmak
give smth. publicity
duyurmak
{f} release
Türkçe - Türkçe
Duyurmak işi
duyurmak
İlân etmek
duyurmak
Duymasını sağlamak
duyurmak
Duymasını sağlamak: "Sesini duyuramadığını anlayarak daha kuvvetle tekrar etti."- P. Safa. İlan etmek
duyurmak
Sezdirmek
duyurma