directions given by the handler to the dog

listen to the pronunciation of directions given by the handler to the dog
İngilizce - Türkçe

directions given by the handler to the dog teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

handle
{f} işlemek
handle
{i} kol

Bu makineyi idare etmek kolaydır. - This machine is easy to handle.

Kapıya yeni bir kol taktım. - I put a new handle to the door.

handle
{f} başa çıkmak

Onunla başa çıkmak zorunda kalacaksın. - You'll have to handle it.

Tom onunla başa çıkmak zorunda kalacak. - Tom will have to handle that.

handle
{f} geçinmek

Tom'la geçinmek kolaydır. - Tom is easy to handle.

handle
(Tekstil) (işte) kullanmak
handle
tutma yeri
handle
(Tekstil) manivela
handle
tanıtıcı
handle
kapı kolu
handle
kontrol altında tutmak
handle
ellemek

Bunu çocuk eldivenleri ile ellemek zorunda kaldık. - We've got to handle this with kid gloves.

handle
kabza
handle
{f} ele al

Sorunu yapma yöntemini bildiğim tek yolla ele aldım. - I handled the problem the only way I knew how.

Ofisteki herkes Tom'un sorunu ele alma şeklinden etkilendi. - Everyone in the office was impressed with the way Tom handled the problem.

handle
halletmek

İnsan gücü eksikliği nedeniyle, biz bu görevi halletmek için beklentilerden daha fazla zamana ihtiyacım var. - Due to lack of manpower, we need more time than expectations to handle this task.

handle
{f} eline almak
handle
{i} tutacak
handle
{f} meşgul olmak

Bununla tek başına meşgul olmak zorundasın. - You'll have to handle this by yourself.

handle
{i} çıkar yol
handle
{i} imkân

Tek başıma bununla başa çıkabilmemin imkanı yok. - There's no way I can handle this by myself.

handle
{f} ele gelmek
İngilizce - İngilizce
handle
directions given by the handler to the dog

    Heceleme

    di·rec·tions giv·en by the han·dler to the dog

    Türkçe nasıl söylenir

    dayrekşînz gîvın bay dhi händlır tı dhi dôg

    Telaffuz

    /dīˈreksʜənz ˈgəvən ˈbī ᴛʜē ˈhandlər tə ᴛʜē ˈdôg/ /daɪˈrɛkʃɪnz ˈɡɪvən ˈbaɪ ðiː ˈhændlɜr tə ðiː ˈdɔːɡ/