describes the primary product or service offered by a given corporation

listen to the pronunciation of describes the primary product or service offered by a given corporation
İngilizce - Türkçe

describes the primary product or service offered by a given corporation teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

business
maslahat
business
aksata
business
meşguliyet
business
iş yazışması
business
meşgale
business
(Ticaret) ticari kuruluş

Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor. - My elder brother got a position in a big business.

business
(Ticaret) şirket

Küçük işletmeler genellikle büyük bir şirket tarafından sömürülürler. - Small businesses are often absorbed by a major company.

Babasının ölümünden sonra aile şirketinin sorumluğunu üstüne aldı. - He took charge of the family business after his father died.

business
ticaret kuruluşu
business
(Ticaret) iş birimleri
business
olay
business
ticaret

Köle ticareti kazançlı bir işti. - Slavery was a lucrative business.

Birçok küçük işletme sahipleri bir ticaret odasına aittir. - Many small business owners belong to a chamber of commerce.

business
konu

Sadece onunla konuşuyordum. Onunla ne hakkında konuşuyordun? O seni ilgilendirmez. - I was just talking to him. Talking to him about what? That's none of your business.

Onlar iş konuşuyorlardı. - They were talking business.

business
şey

Bu tür şeyleri araştırmak benim işim. - It's my business to investigate such things.

kendi işini sürekli fedakarlık olarak tanımlayan biri, sadece diğer bir çok şeyi ihmal ederek sürdürülebilir. - Perpetual devotion to what a man calls his business, is only to be sustained by perpetual neglect of many other things.

business
{i} faaliyet

İş faaliyetlerimizi güçlendirmemiz için bunu yeniden organize etmeliyiz. - We need to reorganize it in order to strengthen our business activities.

business
businesslikeciddi
business
iş yeri

Uygun elbiseler iş yerinde çok önemlidir. - Proper clothes count for much in business.

business
mimik gibi davranışları
business
{i} görev

Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor. - My elder brother got a position in a big business.

business
(isim) faaliyet, iş, görev, alım satım, ticaret, ticarethane, firma, işyeri, konu, mesele
İngilizce - İngilizce
business
describes the primary product or service offered by a given corporation

    Heceleme

    describes the pri·ma·ry prod·uct or ser·vice offered by a giv·en cor·po·ra·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    dîskraybz dhi praymeri prädıkt ır sırvıs ôfırd bay ı gîvın kôrpıreyşın

    Telaffuz

    /dəˈskrībz ᴛʜē ˈprīˌmerē ˈprädəkt ər ˈsərvəs ˈôfərd ˈbī ə ˈgəvən ˌkôrpərˈāsʜən/ /dɪˈskraɪbz ðiː ˈpraɪˌmɛriː ˈprɑːdəkt ɜr ˈsɜrvəs ˈɔːfɜrd ˈbaɪ ə ˈɡɪvən ˌkɔːrpɜrˈeɪʃən/