The owners appointed him manager.
- Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.
His wife knows how to manage him when he gets angry.
- O kızgın olduğunda karısı onu nasıl yöneteceğini bilir.
Fight back against the oppression of the ruling elite.
- Yöneten seçkinlerin zulmüne karşı direnin.
Inertia is an important governing law.
- Atalet önemli bir yönetim yasasıdır.
Tom masterminded his father's death.
- Tom babasının ölümünü yönetiyor.
Who is conducting the orchestra tonight?
- Bu gece orkestrayı kim yönetiyor?
I think Griffith conducts the orchestra brilliantly.
- Griffith'in orkestrayı dahice yönettiğini düşünüyorum.
Spain ruled Cuba at that time.
- İspanya o zaman Kübayı yönetti.
The ruler was overthrown and banished from the country.
- Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.
Fight back against the oppression of the ruling elite.
- Yöneten seçkinlerin zulmüne karşı direnin.
The priest administered Extreme Unction.
- Rahip kutsal yağ sürme ayinini yönetti.
The ministry administers the internal affairs.
- Bakanlık iç işlerini yönetir.
The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
- Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
India was governed by Great Britain for many years.
- Hindistan uzun yıllardır Birleşik Krallık tarafından yönetildi.
I want to become better at managing my time.
- Zamanımı yönetmekte daha iyi olmak istiyorum.
How are other people managing?
- Diğer insanlar nasıl yönetiyor?
We've flattered the director's vanity.
- Biz yöneticinin kibrini pohpohladık.
The directors were reluctant to undertake so risky a venture.
- Yönetim kurulu üyeleri çok riskli bir girişimi üstlenmeye isteksiz.
The policewoman directed traffic.
- Kadın polis trafiği yönetti.
The boss directed his men to finish it quickly.
- Patron onu çabuk bitirmeleri için adamlarını yönetti.