Aniden yağmur yağmaya başladı.
- It suddenly started raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly it began to rain.
Birden beklenmedik bir şey oldu.
- Suddenly, something unexpected happened.
Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
- Tom's heart suddenly began to beat faster.
Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
- To our great surprise, he suddenly resigned.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly it began to rain.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- It suddenly started raining.
Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.
- If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.
Dewey birdenbire bir kahraman oldu.
- Dewey was suddenly a hero.
kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim.
- When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.
Neden ansızın dün öğleden sonra gittin?
- Why did you suddenly leave yesterday afternoon?
Ansızın fikrini ne değiştirdi?
- What made you change your mind all of a sudden?
Aniden umulmadık bir şey meydana geldi.
- Suddenly, something unexpected happened.
The sudden drop in temperature left everyone cold and confused.
... instead stumbles upon chemistry that can bring sudden death. ...
... And all of a sudden, the body's filled ...