ansız

listen to the pronunciation of ansız
Türkisch - Englisch
illegitimate child, bastard
abrupt
sudden

When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself. - Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim.

Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her. - İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.

unlooked-for
Türkisch - Türkisch
Anlayışsız, akılsız
Gayrımeşru çocuk
Ansızın
Meşru olmayan çocuk
ansız
Favoriten