Tom kırmızımsı turuncu bir kravat takıyor.
- Tom is wearing a reddish-orange tie.
Onun saçları kırmızımsı. Bu yüzden onun lakabı Havuç.
- She has reddish hair. That's why her nickname is Carrot.
Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun?
- Do you think that brown hair is very beautiful?
Ania kahverengi ama Magdalena sarı saça sahip.
- Ania has brown hair, but Magdalena has blonde hair.
O, kızılhaç'a isimsiz olarak büyük bir miktarda para bağışladı.
- He anonymously donated a large sum of money to the Red Cross.
On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
- In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
Kırmızı bir spor araba aldım.
- I bought a red sports car.
Neden bankı kırmızıya boyadın?
- Why did you paint the bank red?
Sonbaharda yapraklar kahverengileşir.
- The leaves turn brown in the autumn.
Sambo, Sovyet Kızıl Ordu tarafından yaratılmış bir Rus dövüş sanatıdır.
- Sambo is a Russian martial art created by the Soviet Red Army.
Bizim aile bütçesi borçludur.
- Our family budget is in the red.
Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.
- The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.
Tom kızıl saçlı, değil mi?
- Tom is a redhead, isn't he?
John kızıl saçlı bir kadını öptü.
- John kissed any woman with red hair.
O saçını kırmızı boyadı.
- She dyed her hair red.
Mavi boya ile kırmızı boyayı karıştırın.
- Blend the red paint with the blue paint.
Ateşin sıcaklığı ile yanakları kızarmıştı.
- Her cheeks were tinged with red by the warmth of fire.
Gözleri ağlamaktan kızarmıştı.
- Her eyes were red from crying.
the Red Army.
Her hair had red highlights.
The girl wore a red skirt.
a red advertisement.
Tom said that he prefers red wine.
- Tom said he prefers red wine.
Tom said he prefers red wine.
- Tom said that he prefers red wine.
Be prepared for the rejection.
- Red için hazırlıklı olun.
Please read our disclaimer.
- Lütfen sorumluluk reddi beyanımızı okuyun.
They declined our invitation.
- Onlar davetimizi reddetti.
Tom declined our job offer.
- Tom bizim iş teklifini reddetti.
What she wants to say just adds up to a refusal.
- Onun söylemek istediği sadece reddedeceği anlamına geliyor.
I interpreted her silence as a refusal.
- Onun sessizliğini bir red olarak yorumladım.
Tom refused to accept defeat.
- Tom yenilgiyi kabul etmeyi reddetti.
Grant refused to accept defeat.
- Grant yenilgiyi kabul etmeyi reddetti.