8r l 1 v to advise, give counsel, to persuade

listen to the pronunciation of 8r l 1 v to advise, give counsel, to persuade
Englisch - Türkisch

Definition von 8r l 1 v to advise, give counsel, to persuade im Englisch Türkisch wörterbuch

red
kırmızı

Neden bankı kırmızıya boyadın? - Why did you paint the bench red?

Kırmızı bir spor araba aldım. - I bought a red sports car.

red
{s} kırmızı (renk)
red
değersiz
red
(cilt) pembe
red
komünist
red
{s} gen. b.h. kızıl, komünist
red
{s} kırmızı, kızıl, al
red
{i} borç

Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz. - The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.

Bizim aile bütçesi borçludur. - Our family budget is in the red.

red
{s} kızıl saçlı

Hiç kızıl saçlı birini tanıyor musun? - Do you know any redheads?

Kazakistanlı Adil, Neandertallerin kızıl saçlı olduklarına inanıyor. - Adil the Kazakh believes that Neanderthals had red hair.

red
{i} kızılderili
red
{s} solcu
red
kırmızı boya

Bu kan değil. Sadece kırmızı boya. - This isn't blood. It's just red paint.

Ahırlar kırmızı boyalıdır, çünkü kırmızı boya ucuzdur. - Barns are painted red because red paint is cheap.

red
komunist
red
red admiral kırmızı renkli güzel bir kelebek
red
(sıfat) rus, kırmızı, kırmızı (renk), kızarmış, al, kızıl, komünist, solcu, kızgın, kızıl saçlı, kızıl tüylü, kızılderili
red
anarşist
red
{i} borçlu bakiye
red
(isim) kırmızı, kızıl, kızılderili, borç, borçlu bakiye
Englisch - Englisch
red
8r l 1 v to advise, give counsel, to persuade
Favoriten