Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
- In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
Belki bana geri döneceksin?
- Maybe you'll come back to me?
Belki öğleden sonra yağmur yağacak.
- Perhaps it will rain in the afternoon.
Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!
- You can add sentences that you do not know how to translate. Perhaps someone else will know!
Belki Tom'un nereye gittiğini bulmama yardımcı olabilirsin.
- Maybe you can help me find out where Tom went.
Belki bana yardımcı olabilirsin.
- Maybe you can help me.
Muhtemelen oralarda ve belki de birçok yerde başka yaşamlar vardır.
- Other life probably exists out there and perhaps in many places.
Tom muhtemelen uyuyor.
- Perhaps Tom is sleeping.
Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?
- Could you perhaps translate that for me?