ferahlatıcı

listen to the pronunciation of ferahlatıcı
Türkisch - Englisch
refresher
refreshing

It has a refreshing taste. - Ferahlatıcı bir tadı var.

He made a refreshing walk. - O, ferahlatıcı bir yürüyüş yaptı.

cordial
(Gıda) refreshment
ferahlatıcı şey
comfort
Türkisch - Türkisch
Ferahlık veren, ferahlık sağlayan
Ferahlık veren, ferahlık sağlayan: "Bir muhatap bulup içini dökmenin de ayrı bir tesellisi, ferahlatıcı bir tarafı vardı."- S. Ayverdi
ferahlatıcı
Favoriten