Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- I know that you're a teacher.
Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
- Hello, are you Mr Ogawa?
Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
- If it hadn't been for you, he would still be alive.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't love you anymore.
Bu kitabı sana vereceğim.
- I will give you this book.
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- I know that you're a teacher.
Sizinle yaşamayı seviyorum.
- I love living with you.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Artık seni sevmiyorum.
- I no longer love you.
Ben size yardımcı olmaktan mutlu olurum.
- I will be glad to help you.
Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.
- I would gladly help you, only I am too busy now.
Siz ikiniz kendinizden utanmalısınız.
- You two should be ashamed of yourselves.
Kendinizle gurur duymalısınız.
- You should be proud of yourselves.
As soon as they return, I will telephone you.
- Sobald sie zurück sind, rufe ich euch an.
I will show you some pictures.
- Ich werde euch ein paar Bilder zeigen.