doğrudan doğruya

listen to the pronunciation of doğrudan doğruya
Türkisch - Englisch
directly

You should never look directly at the Sun with the naked eye or through any instrument such as binoculars or a telescope. - Çıplak gözle ya da dürbün ya da teleskop gibi herhangi bir aletle doğrudan doğruya güneşe bakmamalısın.

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives. - Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

fair
direct

These sentences are not directly linked. - Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.

You should never look directly at the Sun with the naked eye. - Çıplak gözle güneşe doğrudan doğruya bakmamalısın.

immediately
straight

I looked her straight in the eye. - Ben doğrudan doğruya onun gözlerinin içine baktım.

point blank
right

A bike path goes right past my house. - Bir bisiklet yolu doğrudan doğruya evimin önünden geçer.

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives. - Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

dead
downright
{s} lineal
pointblank
Türkisch - Türkisch
Dolaysız, araçsız, araya başka bir şey girmeden, resen
(Osmanlı Dönemi) RE'SEN
doğrudan doğruya
Favoriten