doğrudan doğruya

listen to the pronunciation of doğrudan doğruya
التركية - الإنجليزية
directly

Can we talk to Tom directly? - Doğrudan doğruya Tom'la konuşabilir miyiz?

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives. - Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

fair
direct

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives. - Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

Can we talk to Tom directly? - Doğrudan doğruya Tom'la konuşabilir miyiz?

immediately
straight

I looked her straight in the eye. - Ben doğrudan doğruya onun gözlerinin içine baktım.

point blank
right

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives. - Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

A bike path goes right past my house. - Bir bisiklet yolu doğrudan doğruya evimin önünden geçer.

dead
downright
{s} lineal
pointblank
التركية - التركية
Dolaysız, araçsız, araya başka bir şey girmeden, resen
(Osmanlı Dönemi) RE'SEN