a university professor, particularly one at oxford or cambridge

listen to the pronunciation of a university professor, particularly one at oxford or cambridge
Englisch - Türkisch

Definition von a university professor, particularly one at oxford or cambridge im Englisch Türkisch wörterbuch

don
{i} uzman

Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz? - Don't you trust the weathermen?

Bu kadar endişelenme! Benim gibi çok saygın bir uzman için bu iş çocuk oyuncağı! - Don't worry so much! For quite an esteemed expert such as myself, it's peasy lemon squeezy!

don
Beyefendi

Koltuğunu neden şu yaşlı beyefendiye vermiyorsun? - Why don't you give your seat to that old gentleman?

Niçin bir beyefendi gibi davranmaya çalışmıyorsun? - Why don't you try to behave like a gentleman?

don
(İspanya'da) Bay
don
öğretmen

Ben vekil öğretmeni sevmiyorum. - I don't like the substitute teacher.

Neden öğretmenine danışmıyorsun? - Why don't you ask your teacher for advice?

don
Bey

Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim. - Having done my homework, I watched the baseball game on television.

Parkta beyzbol oynama. - Don't play baseball in the park.

don
(İngiltere'de) birdemde öğretim görevlisi
don
{f} giydirmek
don
{f} giymek

Bu aptal elbiseyi giymek istemiyorum! - I don't want to wear this stupid dress!

Şimdi eksantrik olun. Mor giymek için yaşlılığı beklemeyin. - Be eccentric now. Don't wait for old age to wear purple.

don
{i} İspanyol efendisi
don
don nehri
don
{i} öğretim görevlisi
Englisch - Englisch
don
a university professor, particularly one at oxford or cambridge

    Silbentrennung

    a u·ni·ver·si·ty professor, par·ti·cu·lar·ly one at Ox·ford or Cam·bridge

    Aussprache

Favoriten