a university professor, particularly one at oxford or cambridge

listen to the pronunciation of a university professor, particularly one at oxford or cambridge
الإنجليزية - التركية

تعريف a university professor, particularly one at oxford or cambridge في الإنجليزية التركية القاموس.

don
{i} uzman

Uzman olması gereken biri için çok şey biliyor gibi görünmüyorsun. - For someone who's supposed to be an expert, you don't seem to know much.

Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz? - Don't you trust the weathermen?

don
Beyefendi

Niçin bir beyefendi gibi davranmaya çalışmıyorsun? - Why don't you try to behave like a gentleman?

Koltuğunu neden şu yaşlı beyefendiye vermiyorsun? - Why don't you give your seat to that old gentleman?

don
(İspanya'da) Bay
don
öğretmen

Ben vekil öğretmeni sevmiyorum. - I don't like the substitute teacher.

Öğretmenine soru sormaya çekinme. - Don't hesitate to ask your teacher a question.

don
Bey

Parkta beyzbol oynama. - Don't play baseball in the park.

Beyzbol sevmez misin? - Don't you like baseball?

don
(İngiltere'de) birdemde öğretim görevlisi
don
{f} giydirmek
don
{f} giymek

Ayakkabıyı çorap olmadan giymek hoşuma gidiyor. - I don't like to wear shoes without socks.

Şimdi eksantrik olun. Mor giymek için yaşlılığı beklemeyin. - Be eccentric now. Don't wait for old age to wear purple.

don
{i} İspanyol efendisi
don
don nehri
don
{i} öğretim görevlisi
الإنجليزية - الإنجليزية
don
a university professor, particularly one at oxford or cambridge

    الواصلة

    a u·ni·ver·si·ty professor, par·ti·cu·lar·ly one at Ox·ford or Cam·bridge

    النطق

المفضلات