Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
- The man was ashamed of being born poor.
Onlar Tayland doğumlular.
- They were born in Thailand.
Şubat ayında doğanlar diğer aylarda doğanlardan ayın daha yüksek yüzdesini doğum günlerini kutlayarak harcarlar.
- People born in February get to spend a higher percentage of the month celebrating their birthdays than those born in other months.
Ebeveynlerim ben doğmadan önce evlendiler.
- My parents have been married since before I was born.
Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
- The man was ashamed of being born poor.
Babam 1941'de Matsuyama'da doğmuş.
- My father was born in Matsuyama in 1941.
Savaşın bittiği yıl doğmuşum.
- The year the war ended, I was born.
Tom doğuştan sanatçı.
- Tom is a born artist.
Tom doğuştan liderdir.
- Tom is a born leader.
Şubat ayında doğanlar diğer aylarda doğanlardan ayın daha yüksek yüzdesini doğum günlerini kutlayarak harcarlar.
- People born in February get to spend a higher percentage of the month celebrating their birthdays than those born in other months.
Ocak, Şubat ve Mart aylarında doğan insanlar; lütfen buraya toplanın.
- People born in January, February, and March, please gather over here.
29 haziran 1979 da zonguldakta doğdu.
Onun nerede doğduğunu biliyor musun?
- Do you know where she was born?
İsa, Meryem'in bir çocuğu olarak doğdu.
- Jesus was born of Mary.
Smith was aborn on January 13, 1862.
I ought really to have called him my sergeant. He's a born sergeant. That's as much as to say he's a born scoundrel.
... But Born This Way is about saying, "This is who I am. ...
... proud and say I was born this way. ...