There are several irregularities in the nitrogen cycle.
- Azot döngüsünde çeşitli düzensizlikler vardır.
Irregular verbs are a part of the English language.
- Düzensiz fiiller İngilizcenin bir parçasıdır.
I think Tom is untidy.
- Sanırım Tom düzensiz.
Tom is very untidy, isn't he?
- Tom çok düzensiz, değil mi?
I've changed my website's layout.
- Ben web sitemin düzenini değiştirdim.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
Line up and walk to the door in order.
- Sıraya gir ve kapıya doğru düzenli olarak yürü.
Sami was confused by Layla's erratic behavior.
- Sami'nin, Leyla'nın düzensiz davranışları nedeniyle kafası karışmıştı.
Mary was troubled by Tom's erratic behavior.
- Mary Tom'un düzensiz davranışı tarafından rahatsız oldu.
Tom is quite disorganized.
- Tom oldukça düzensiz.
Tom is extremely disorganized.
- Tom son derece düzensiz.
The controls of the plane were out of order.
- Uçağın kontrolleri düzensizdi.
His room is always out of order.
- Onun odası her zaman düzensizdir.
Tom was arrested for being drunk and disorderly.
- Tom, sarhoş ve düzensiz olduğu için tutuklandı.
We're not abusing the system.
- Biz düzeni kötüye kullanmıyoruz.
Let's try to change the system.
- Düzeni değiştirmek için çalışalım.
I'll see to the arrangements for the party.
- Parti için düzenlemelerle ilgileneceğiz.
Thank you for making the arrangements.
- Düzenlemeleri yaptığınız için teşekkür ederiz.
I don't think Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.
- İzni olmadan onun elektrikli sakal düzenleyicisini kullanırsam Tom'un bundan çok hoşlanacağını sanmıyorum.
Tom warned the police about a scheme to assassinate the mayor.
- Tom belediye başkanına suikast düzenlemek için bir plan hakkında polisi uyardı.
Tom took part in a scheme set by the police to capture the serial murderer.
- Tom seri katili yakalamak için polis tarafından düzenlenen bir entrikaya katıldı.
Import regulations have been relaxed recently.
- İthalat düzenlemeleri son zamanlarda gevşetilmiştir.
In the first place, I would like to announce several new regulations.
- İlk olarak birkaç yeni düzenlemeyi duyurmak istiyorum.
I have to organize my schedule before the end of the month.
- Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
Tom scheduled a last-minute meeting.
- Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
Tom hangs his clothes, then arranges them by color.
- Tom elbiselerini asar, sonra onları rengine göre düzenler.
They arranged a meeting.
- Onlar bir toplantı düzenlediler.
Tom is being deceitful, isn't he?
- Tom düzenbaz oluyor, değil mi?
Tom is deceitful, isn't he?
- Tom düzenbaz, değil mi?
The Angkar regulated every moment of our lives.
- Yaşamımızın her anını düzenleyen Angkar'dı.
Hong Kong is the least regulated economy in Asia.
- Hong Kong Asya'daki en az düzenlenmiş ekonomidir.
This year too there are many regular concerts for amateur musicians being held.
- Bu yıl da, amatör müzisyenler için düzenlenen çok sayıda düzenli konserler var.
There is no regular boat service to the island.
- Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.
Adobe and Apple both have top-notch video editing programs.
- Hem Adobe'nin hem de Apple'ın üst seviye düzenleme programları var.
How often do you edit your profile?
- Ne sıklıkta profil düzenlersin?
Rain or shine, the athletic meet will be held.
- Her durumda, atletik karşılaşma düzenlenecek.
Tom wants to set up a meeting.
- Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.
I've set up a meeting.
- Bir toplantı düzenledim.
The police are responsible for the maintenance of law and order.
- Polis, kanun ve düzenin korunmasından sorumludur.
The British have a lot of respect for law and order.
- İngilizlerin kanuna ve düzene çok saygıları var.
The controls of the plane were out of order.
- Uçağın kontrolleri düzensizdi.
His room is always out of order.
- Onun odası her zaman düzensizdir.
Tom is methodical, isn't he?
- Tom düzenli, değil mi?
Tom works methodically.
- Tom düzenli olarak çalışır.
Cosmos is the antithesis of chaos.
- Kaosun antitezi düzendir.
He's not eating right. I think he's sick.
- O düzenli yemek yemiyor. Ben onun hasta olduğunu düşünüyorum.
Cheer up! Everything will soon be all right.
- Neşelen! Her şey yakında düzene girecek.
Let's get up a party for Tom's birthday.
- Tom'un doğum günü için bir parti düzenleyelim.
They will get up a party for Tom's birthday.
- Onlar Tom'un doğum günü için parti düzenleyecekler.
I didn't make any adjustments.
- Herhangi bir düzenleme yapmadım.
Adobe and Apple both have top-notch video editing programs.
- Hem Adobe'nin hem de Apple'ın üst seviye düzenleme programları var.
The telethon is a French TV program organized every year to collect funds in order to finance medical research.
- Teleton tıbbi araştırmaları finanse etmek amacıyla para toplamak için her yıl düzenlenen bir Fransız televizyon programıdır.