closely directed; strictly attentive; bent; said of the mind, thoughts, etc

listen to the pronunciation of closely directed; strictly attentive; bent; said of the mind, thoughts, etc
İngilizce - Türkçe

closely directed; strictly attentive; bent; said of the mind, thoughts, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

intent
niyet

Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir. - It is not my intent to hurt you in any way.

İşlerine karışmaya niyetim yok. - I have no intention of meddling in your affairs.

intent
{i} amaç

Onların amaçları açıktır. - Their intentions are obvious.

Amaçlarını bilmem gerekiyor. - I need to know your intentions.

intent
{i} gaye
intent
{s} niyetli

Polis suçluyu durdurmaya niyetliydi. - The police were intent on stopping the criminal.

Tom yapmak istemediği bir şey yapmaya niyetli değildi. - Tom had no intention of doing anything he didn't want to do.

intent
azimli
intent
dikkatli
intent
dik

Tom dikkatle dinledi. - Tom listened intently.

Tom dikkatle dinliyor. - Tom is listening intently.

intent
{i} kasıt

Onun kasıtlı olmadığına eminim. - I'm sure that wasn't intentional.

Onun hatası kasıtlıydı. - His mistake was intentional.

intent
(sıfat) niyetli, istekli, hevesli, kararlı, meşgul, dalmış, dikkatli
intent
{s} kararlı
intent
{s} istekli
intent
{s} dalmış
intent
(Mukavele) niyet, maksat
intent
{s} hevesli
intent
intently dikkatle
intent
(isim) niyet, maksat, amaç, gaye, kasıt
İngilizce - İngilizce
intent
closely directed; strictly attentive; bent; said of the mind, thoughts, etc