Masanın yanındaki ne?
- What's beside the desk?
Anne bebeğinin yanında yatakta yatıyordu.
- The mother lay beside her baby on the bed.
Senin yanına oturabilir miyim?
- Can I sit beside you?
Tom Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat down beside Mary.
O mağaza mobilya dışında birçok şey satmaktadır.
- That store sells many things besides furniture.
Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil.
- It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.
Tom'un dışında başka biri var mıydı?
- Was there anybody else besides Tom?
Futbol dışında başka hiçbir hobim yoktur.
- I don't have any other hobbies besides football.
What Tom said was besides the point.
- What Tom said was beside the point.
That is beside the point.