Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
- The man was ashamed of being born poor.
Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Onlar Tayland doğumlular.
- They were born in Thailand.
Şubat ayında doğanlar diğer aylarda doğanlardan ayın daha yüksek yüzdesini doğum günlerini kutlayarak harcarlar.
- People born in February get to spend a higher percentage of the month celebrating their birthdays than those born in other months.
Ebeveynlerim ben doğmadan önce evlendiler.
- My parents have been married since before I was born.
Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
- The man was ashamed of being born poor.
Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Ben ikinci kez doğacak olsam Kanadalı olmak isterim.
- If I were to be born a second time, I would like to be Canadian.
O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- She wished she had been born twenty years earlier.
Savaşın bittiği yıl doğmuşum.
- The year the war ended, I was born.
Tom doğuştan sanatçı.
- Tom is a born artist.
Kojin Kudo bir doğuştan şairdir.
- Kojin Kudo is a born poet.
Denizde doğan bebeklere ne olur?
- What happens to babies who are born at sea?
Ocak, Şubat ve Mart aylarında doğan insanlar; lütfen buraya toplanın.
- People born in January, February, and March, please gather over here.
29 haziran 1979 da zonguldakta doğdu.
Onun nerede doğduğunu biliyor musun?
- Do you know where she was born?
1988'de York'ta doğdum.
- I was born in 1988 in York.
I ought really to have called him my sergeant. He's a born sergeant. That's as much as to say he's a born scoundrel.
... I was Born This Way. ...
... companies that have been born in this area. ...