something (usually money) that is saved

listen to the pronunciation of something (usually money) that is saved
الإنجليزية - التركية

تعريف something (usually money) that is saved في الإنجليزية التركية القاموس.

saving
tasarruf

Yaşlı Bay Smith yapabildiği kadar çok para tasarrufu yapıyor. - Old Mr Smith is saving as much money as he can.

Kimse içeceklerden tasarruf ederek zengin olmadı. - Nobody ever got rich by saving on drinks.

saving
{s} kurtaran
saving
dışında

Yurt dışında eğitim yapmak için para biriktiriyorum. - I am saving money in order to study abroad.

Yurt dışında bir yolculuk için para biriktiriyor. - He is saving money for a trip abroad.

saving
(Bilgisayar) kaydediliyor
saving
-den başka
saving
(Bilgisayar) kaydedilen
saving
başka
saving
bkz.save
saving
koruma

Çevreyi korumak kendimizi korumak anlamına gelir. - Protecting the environment means saving ourselves.

saving
koruyan
saving
haricinde
saving
{s} durumu idare eden
saving
kurtuluşunu sağlayarak
saving
savings account tasarruf hesabı
saving
idareci
saving
{s} durumu kurtaran
saving
kayı
saving
iktisat
saving
{s} kazandırıcı
saving
savinglytasarruf ederek
الإنجليزية - الإنجليزية
saving
something (usually money) that is saved
المفضلات