Ben sık sık bu sorunu aklımda gözden geçiriyorum.
- I constantly went over this problem in my mind.
Tom sık sık kendisiyle çelişir.
- Tom constantly contradicts himself.
İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar.
- People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.
Karısı ona sürekli dırdır ediyor.
- His wife nags him constantly.
O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu.
- He was constantly borrowing money from me.
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
- I'm constantly telling her to behave herself.
Daima kendi kendime lakırdı ederim.
- I constantly talk to myself.