not ordinary; exceptional; unusual

listen to the pronunciation of not ordinary; exceptional; unusual
الإنجليزية - التركية

تعريف not ordinary; exceptional; unusual في الإنجليزية التركية القاموس.

extraordinary
fevkalade
extraordinary
{s} olağandışı

Mary olağandışı notlar aldı. - Mary got extraordinary grades.

Tom olağandışı bir atlamacıdır. - Tom is an extraordinary jumper.

extraordinary
{s} olağanüstü

iPhone olağanüstü bir cep telefonu. - The iPhone is an extraordinary cell phone.

Tom'un olağanüstü dereceleri var. - Tom got extraordinary grades.

extraordinary
(Tekstil) anormal ( olağanüstü )
extraordinary
{s} sıradışı

Sıradışı ilişkileri vardı. - They had an extraordinary relationship.

Ciddi ve sıradışı bir sorunum var. - I have a serious and extraordinary problem.

extraordinary
{s} özel
extraordinary
müstesna
extraordinary
olağan üstü
extraordinary
acayip
extraordinary
eşi benzeri yok
extraordinary
garip
extraordinary
görülmemiş

Bir şey okumayan bir kişi görülmemiş bir kolaylıkla aldatılabilir. - A person never reading anything may be fooled with an extraordinary easiness.

extraordinary
alışılmamış
extraordinary
harikulade
extraordinary
(sıfat) olağanüstü, olağandışı, fevkalade, sıradışı, özel, özel olarak görevlendirilmiş
الإنجليزية - الإنجليزية
extraordinary
not ordinary; exceptional; unusual
المفضلات