not allowed, banned, prohibited

listen to the pronunciation of not allowed, banned, prohibited
الإنجليزية - التركية

تعريف not allowed, banned, prohibited في الإنجليزية التركية القاموس.

forbidden
yasak

Onun dışarı çıkması yasaklandı. - She is forbidden to go out.

Adem'in yasak meyveyi neden yedi? - Why did Adam eat the forbidden fruit?

forbidden
{s} yasaklanmış

Avcılık artık yasaklanmıştır. - Hunting is forbidden now.

Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır. - Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.

forbidden
{f} yasakla

Bir şey yasaklandıkça daha popüler olur. - The more things are forbidden, the more popular they become.

Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır. - Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.

forbidden
{f} yasakla: adj.yasak
forbidden
{f} yasakla: adj.yasaklanmış
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} forbidden