in a constant manner; occurring continuously; persistently

listen to the pronunciation of in a constant manner; occurring continuously; persistently
الإنجليزية - التركية

تعريف in a constant manner; occurring continuously; persistently في الإنجليزية التركية القاموس.

constantly
sıkça
constantly
devamlı/sabit olarak
constantly
ikide bir
constantly
ikide birde
constantly
mükerrer olarak
constantly
sabit düzeyde
constantly
durmaksızın
constantly
sık sık

Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir. - When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.

Lütfen sık sık sözümü kesmekten kaçınır mısınız! - Could you please refrain from interrupting me constantly!

constantly
devamlı
constantly
sürekli

O, sürekli şikâyet ediyor. - He is constantly complaining.

İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar. - People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.

constantly
hiç durmadan
constantly
sürekli olarak

O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu. - He was constantly borrowing money from me.

Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum. - I'm constantly telling her to behave herself.

constantly
daima

Daima kendi kendime lakırdı ederim. - I constantly talk to myself.

الإنجليزية - الإنجليزية
constantly
in a constant manner; occurring continuously; persistently
المفضلات