I looked at her full of amazement and admiration. After a while she hissed Don't stand there gawking!
- Şaşkınlık ve hayranlık dolu olarak ona baktım. Bir süre sonra o seslendi Aval aval bakarak orada durma!
He looks to me with much admiration.
- O bana büyük bir hayranlıkla bakıyor.
Hero worship is a dangerous thing.
- Taparcasına hayranlık duymak tehlikeli bir şey.
I heard that you've got a secret admirer.
- Gizli bir hayranın olduğunu duydum.
I know who your secret admirer is.
- Senin gizli hayranının kim olduğunu biliyorum.
The stadium was flooded with baseball fans.
- Stadyum beyzbol hayranlarının akınına uğradı.
I'm a fan of Tatoeba.
- Tatoeba'nın bir hayranıyım.
Tom has done an admirable job.
- Tom hayranlık uyandıran bir iş yaptı.
Thanks to Facebook, stalking is no longer the bastion of a few devoted enthusiasts, but a highly automated task convenient enough even for the busy housewife.
- Facebook sayesinde, sinsice izlemek artık birkaç özverili hayranın kalesi değildir ama yoğun ev kadını için bile oldukça uygun bir yüksek otomasyonlu görevdir.
Tom is a yoga enthusiast.
- Tom bir yoga hayranı.
I was admiring his new car.
- Ben onun yeni arabasına hayran oluyordum.
Tom was admiring my new car at the time the truck crashed into it.
- Tom, kamyon yeni arabama çarptığı zaman ona hayran oluyordu.
Tom is nuts about squirrels.
- Tom sincaplara hayran.