f-bekleme

listen to the pronunciation of f-bekleme
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) f-stop
Any of the discrete steps or stopping points for adjusting the aperture of a lens, either marked on a ring on the lens and adjusted by rotating that ring or marked in the display of a digital camera and adjusted by buttons or touch-sensitive controls

If you're shooting at an f-stop of 2.8, then the lens will take in a lot more light than it would if the f-stop was at 22.

(Fotoğrafçılık) A camera setting corresponding to a particular f-number
bekleme
anticipation

The anticipation is always worse than the calamity. - Bekleme her zaman felaketten daha kötüdür.

bekleme
wait

We men are used to waiting for the women. - Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.

Jim said that he wouldn't mind waiting for us. - Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi.

bekleme
waiting

Jim said that he wouldn't mind waiting for us. - Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi.

There's no point in waiting. - Beklemenin bir faydası yok.

bekleme
expectation
bekleme
prospect
bekleme
esperance
bekleme
awaiting
bekleme
(İnşaat) dwell
bekleme
holding
bekleme
biding
bekleme demir yeri
(Askeri) holding anchorage
bekleme dizelgesi
(Bilgisayar,Teknik) waiting list
bekleme durumu
(Bilgisayar) wait condition
bekleme hakkı
option
bekleme konumu
(Bilgisayar) standby
bekleme koşulu
wait condition
bekleme odası
waiting area
bekleme odası
lobby
bekleme odası
entrance hall
bekleme odası
foyer
bekleme odası
hall
bekleme odası
ante-room
bekleme odası
vestibule
bekleme odası
lounge
bekleme salonu
lounge
bekleme salonu
waiting area
bekleme salonu
(Havacılık) departure lounge
bekleme süresi
(Ticaret) time of waiting
bekleme süresi
wait
bekleme süresi
waiting-period
bekleme süresi
(Ticaret) lay days
bekleme süresi
(Ticaret) waiting time
bekleme süresi
(Telekom) standby time
bekleme süresi
offset
bekleme süresi
(Ticaret) qualifying period
bekleme süresi
(Ticaret) cooling period
bekleme süresi
(Bilgisayar) sleep time
bekleme yapmak
stopping, to wait, waiting
bekleme yeri
in standby
bekleme
standby

National rescue teams are on standby ready to fly to Japan. - Milli kurtarma ekipleri beklemede Japonya'ya uçmaya hazır.

bekleme
waiting; expectance
bekleme
contemplation
bekleme
remaining in one place until a certain time or event
bekleme
expectancy
bekleme
waiting, wait; expectation, anticipation
bekleme alanı
(Havacılık) holding bay
bekleme dosyası
(Askeri) suspense file
bekleme durumunda bile
even at standby state
bekleme durumunda dahi
even at standby state
bekleme duruşları
(Spor) ready position
bekleme fiksi
(Havacılık) holding fix
bekleme fonksiyonu
(Bilgisayar) inline function
bekleme isteniyor
(Bilgisayar) requesting hold
bekleme korkusu
(Pisikoloji, Ruhbilim) macrophobia
bekleme kuralı
(Havacılık) hold procedure
bekleme listesi
waiting list
bekleme mevzi
(Askeri) stand by position
bekleme mevzi
(Askeri) waiting position
bekleme mevziinde
(Askeri) in readiness
bekleme noktası
holding point
bekleme odası
anteroom

Please hang your coat in the anteroom. - Lütfen ceketinizi bekleme odasına asın.

There is an anteroom adjoining the library. - Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.

bekleme odası
reception room
bekleme odası
antechamber
bekleme odası/salonu
waiting room
bekleme paterni
(Havacılık,Teknik) holding pattern
bekleme paterni modu
(Askeri) holding pattern mode
bekleme pozisyonları
(Spor) waiting positions
bekleme saati
(Bilgisayar) pend time
bekleme sahası
holding area
bekleme salonu
a) waiting room b) (havaalanında) lounge
bekleme salonu
waiting room

Some of the people in the waiting room were watching TV. - Bekleme salonundaki insanların bazıları TV izliyorlardı.

There were five patients in the waiting room. - Bekleme salonunda beş hasta vardı.

bekleme süresi
demurrage
bekleme süresi
latency time
bekleme tankı
holding tank
bekleme tazminatı
(Ticaret) congestion charges
bekleme ve çalışma devre
breaks and make switches
bekleme yeri
waiting point
bekleme yeri
waiting spot
bekleme zaman aşımı
(Bilgisayar) wait timeout
bekleme zamanı
(Askeri) slot time
bekleme zamanı
wait time
merakla bekleme
suspense
minimum bekleme irtifası
(Havacılık) minimum holding altitude
muharebe meteoroloji timi; müşteri bekleme zamanı
(Askeri) combat weather team; customer wait time
sizi bekleme listesine kayıt etmemi ister misiniz
Would you like me to put you on our waiting list
yaya bekleme yeri
safety zone
ölüyü bekleme
wake
التركية - التركية

تعريف f-bekleme في التركية التركية القاموس.

bekleme
Beklemek işi
bekleme
Beklemek işi: "Pencere kapandıktan sonra aynı hareketsizlik ve bekleme devam etti."- N. S. Örik
bekleme
Vakit öldürme: "Ağzında piposu, ayaklarını uzatmış, pineklemekle bekleme arası oturuyordu."- Ç. Altan
bekleme
Vakit öldürme
bekleme odası
Bekleme salonu
bekleme salonu
Doktor, avukat vb. ile görüşme öncesinde oturulan yer, bekleme odası
bekleme salonu
Herhangi bir taşıtı beklemek için gelenlerin oturdukları yer
bekleme süresi
Evliliği sona ermiş kadının yeniden evlenebilmesi için aradan geçmesi gereken süre
bekleme süresi
Görüşme kararının alınması ile görüşmenin yapıldığı ana kadar geçen süre
bekleme yeri
Herhangi bir taşıtı beklemek için ayrılan bölme
bekleme yeri
Bir kimseyi beklemek için ayrılan bölme
f-bekleme
المفضلات