cause; side; interest

listen to the pronunciation of cause; side; interest
الإنجليزية - التركية

تعريف cause; side; interest في الإنجليزية التركية القاموس.

party
(Bilgisayar) kullanıcı telefon
party
fırka
party
yöre
party
(Argo) bir partiye katılmak

Eve geri gitmek istemiyorum. Bir partiye katılmak istiyorum. - I don't want to go back home. I want to party.

Dan ve Linda bir partiye katılmak için plaja gittiler. - Dan and Linda went to the beach to attend a party.

party
yan

Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi? - Who was at the party beside Jack and Mary?

Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum. - I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.

party
doğrultu
party
kullanıcı
party
birlik

Onunla birlikte partiye gitmemi önerdi. - He suggested I go with him to the party.

Onunla birlikte partiye katılması gerekiyordu. - She was supposed to attend the party with him.

party
eğlenti
party
{i} eğlence

O, çok eğlenceli parti için ev sahibine teşekkür etti. - He thanked the host for the very enjoyable party.

Parti çok eğlenceli değildi. - The party wasn't much fun.

party
{i} davet

Davet edildiğim herhangi bir partiye giderim. - I go to any party I am invited to.

Beni doğum günü partine davet ettiğin için teşekkür ederim. - Thank you for inviting me to your birthday party.

party
{i} huk. taraf
party
iştirakçi
party
(isim) davet, parti, eğlence, topluluk, grup, ekip, taraf, alem, ortak, hissedar, şahıs
party
bağlandığı telefon hattı
party
(Askeri) POSTA, GRUP, MÜFREZE, EKİP, KISIM: Bir nöbet müfrezesi gibi, genel olarak, geçici bir vazife ile görevlendirilmiş er grubu
party
{i} alem
party
{i} şahıs
party
{i} hissedar
الإنجليزية - الإنجليزية
party
cause; side; interest
المفضلات