kullanıcı

listen to the pronunciation of kullanıcı
التركية - الإنجليزية
user

Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh? - Sizi seviyoruz, çünkü biz daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak için Tatoeba'yı güncelliyoruz. Anlıyor musunuz? Sizi seviyoruz ha?

Would you like to become a trusted user? - Güvenilir bir kullanıcı olmak istiyor musunuz?

occupant
client
consumer
party
(Bilgisayar) logged on as:
(Bilgisayar) client/server
(Bilgisayar) run as
logged on as
logged in as
users

Google collects the private information of their users. - Google, kullanıcılarının özel bilgilerini topluyor.

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

wielder
kullanıcı dostu
(Bilgisayar) User friendly

The software is user friendly, so everyone can work with it easily.

Kullanıcı Kılavuzu
Owners Guide , User's Guide
Kullanıcı arabirimi
UI(User Interface)
kullanıcı adı
user name
kullanıcı erişimi
user access
kullanıcı ihtiyaçları veritabanı
(Askeri) user requirements database
kullanıcı kitaplığı
user library
kullanıcı oltası
user hook
kullanıcı programı
user program
kullanıcı tanıma
(Askeri) user identification
kullanıcı testi
user testing
kullanıcı yazılımı
home-grown software
kullanıcı ülke
(Askeri) user nation
kullanıcı/makine arayüzü
(Askeri) man/machine interface
kullan
{f} using

By using Tatoeba one learns languages. - Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.

I've quit using French with you. - Seninle Fransızca kullanmayı bıraktım.

kullan
{f} used

Na'vi language is used in Avatar. - Na'vi dili Avatar'da kullanılır.

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

anonim kullanıcı
(Bilgisayar) anonymous user
birden çok kullanıcı
(Bilgisayar) multiple users
ikincil kullanıcı
(Bilgisayar) indirect user
usta kullanıcı
(Bilgisayar) power user
yetkili kullanıcı
licensed user (software)
yetkili kullanıcı
(Bilgisayar) licensed user
kullan
{f} exploiting

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
{f} ply
kullan
utilize

Atomic energy can be utilized for peaceful purposes. - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.

I want you to utilize that object. - O nesneyi kullanmanı istiyorum.

kullan
used to

It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere. - O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition. - O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.

kullan
make use of

Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now. - Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.

Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji. - Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.

kullan
{f} use

Na'vi language is used in Avatar. - Na'vi dili Avatar'da kullanılır.

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

kullan
{f} exploit

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them. - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.

kullan
wield

Do you know how to wield an épée? - Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?

Sami was wielding a knife. - Sami bir bıçak kullanıyordu.

kullan
get round
kullan
got round
kullan
(Bilgisayar) play

Do you usually use a pick when you play the guitar? - Gitar çaldığında bir mızrap kullanıyor musun?

Most of the online users I play poker with have been newbies. - Poker oynadığım çevrimiçi kullanıcıların çoğu yeniler.

bilgisayarı ile başka bir sistemi bozan kullanıcı
hacker
kullanıcılar
users

Some cookies are stored indefinitely on users' hard drives. - Bazı cookie'ler kullanıcıların sabit disklerinde süresiz olarak kaydedilir.

Users of Tatoeba shouldn't feel alone and desperate. - Tatoeba kullanıcıları kendilerini yalnız ve çaresiz hissetmemeliler.

Müşterek Kullanıcı El Kitabı-Mesaj Metin Formatı
(Askeri) Joint User Handbook-Message Text Formats
bilinmeyen kullanıcı
(Bilgisayar) unknown user
farklı bir kullanıcı
(Bilgisayar) another user
farklı kullanıcı
(Bilgisayar) another user
http kullanıcı aracısı
(Bilgisayar) http user agent
modifiye kullanıcı
(Tıp) modified user
oturum açan kullanıcı
(Bilgisayar) logged on user
uygulama kullanıcı grubu
(Askeri) application user group
yerel kullanıcı terminali
(Askeri) local user terminal
zaruri kullanıcı baypası tahsisi
(Askeri) assign essential user bypass
ziyaret eden kullanıcı
(Bilgisayar) visiting user
önemli kullanıcı baypası
(Askeri) essential user bypass
önemli kullanıcı yeniden anahtarlama değişkeni
(Askeri) essential user rekeying variable