Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
- The man was ashamed of being born poor.
Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Onlar Tayland doğumlular.
- They were born in Thailand.
Şubat ayında doğanlar diğer aylarda doğanlardan ayın daha yüksek yüzdesini doğum günlerini kutlayarak harcarlar.
- People born in February get to spend a higher percentage of the month celebrating their birthdays than those born in other months.
Biz mutlu bir birlikteliği yürütme kapasitesi ile doğmadık.
- We aren't born with the capacity to carry out a happy coexistence.
Babam, ben doğmadan önce öldü.
- My dad died before I was born.
Savaşın bittiği yıl doğmuşum.
- The year the war ended, I was born.
Japonya'da doğmuş olmayı tercih ederdim.
- I would rather have been born in Japan.
Kent doğuştan liderdir.
- Kent is a born leader.
Kojin Kudo bir doğuştan şairdir.
- Kojin Kudo is a born poet.
O, Yengeç burcunda doğan kızların cesur olduğunu söylüyor.
- It says girls born under Cancer are 'daring'.
Şubat ayında doğanlar diğer aylarda doğanlardan ayın daha yüksek yüzdesini doğum günlerini kutlayarak harcarlar.
- People born in February get to spend a higher percentage of the month celebrating their birthdays than those born in other months.
29 haziran 1979 da zonguldakta doğdu.
Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
- Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
1988'de York'ta doğdum.
- I was born in 1988 in York.
I ought really to have called him my sergeant. He's a born sergeant. That's as much as to say he's a born scoundrel.
... And my question for you is that in the song Born This Way ...
... We welcome people coming to this country as immigrants. My dad was born in Mexico of American ...