an undergraduate student during the year preceding graduation

listen to the pronunciation of an undergraduate student during the year preceding graduation
الإنجليزية - التركية

تعريف an undergraduate student during the year preceding graduation في الإنجليزية التركية القاموس.

senior
{i} üst

Bu seminer Japon firmalarından üst düzey pazarlama liderlerini hedef alacaktır. - This seminar will target senior marketing leaders from Japanese firms.

Tom üst düzey bir yöneticidir. - Tom is a senior executive.

senior
{s} yaşça büyük
senior
yaşça daha büyük
senior
(Ticaret) emektar

Tabii, birçok emektar vatandaş emeklilikten memnundur. - Of course, many senior citizens are happy with retirement.

senior
{i} büyük
senior
kıdemlilik
senior
daha yaşlı olan kişi
senior
son sınıfa ilişkin
senior
kıdemli kişi
senior
{s} yaşlı

Biletler genel giriş için 30 dolar ve öğrencilerle yaşlılar için 20 dolardır. - Tickets are $30 for general admission and $20 for students and seniors.

Yaşlı vatandaşlara saygı göstermelisin. - You must respect senior citizens.

senior
{s} son sınıfla ilgili
senior
(Askeri) KIDEMLİ ÜST: Hizmet süresi diğerlerinden fazla olan; sınıflandırmalarda esas olarak alınan tipe nazaran ileri derecede bulunan
senior
{i} baba
senior
{s} daha yaşlı
senior
{i} son sınıf öğrencisi

Hyogo Üniversitesinde son sınıf öğrencisiyim. - I am a senior at Hyogo University.

Lise son sınıf öğrencisi misin? - Are you a senior high school student?

senior
senior citizen yaşlı kimse
senior
senior high school
senior
{i} kıdemli kimse
الإنجليزية - الإنجليزية
senior
an undergraduate student during the year preceding graduation

    الواصلة

    an un·der·gra·du·ate stu·dent dur·ing the year pre·ced·ing gra·du·a·tion

    التركية النطق

    ın ʌndırgräcıwıt studınt dyûrîng dhi yîr prisidîng gräcueyşın

    النطق

    /ən ˌəndərˈgraʤəwət ˈsto͞odənt ˈdyo͝orəɴɢ ᴛʜē ˈyər prēˈsēdəɴɢ ˌgraʤo͞oˈāsʜən/ /ən ˌʌndɜrˈɡræʤəwət ˈstuːdənt ˈdjʊrɪŋ ðiː ˈjɪr priːˈsiːdɪŋ ˌɡræʤuːˈeɪʃən/
المفضلات