الإنجليزية - التركية
تعريف a specimen, example, figure في الإنجليزية التركية القاموس.
- pattern
- model
Tom bir model gördüğünü düşündü.
-Tom thought he saw a pattern.
Herhangi biri bir modeli fark eder mi?
-Does anybody notice a pattern?
- pattern
- desen
Ben burada bir desen görüyorum.
-I'm seeing a pattern here.
Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.
-I can see some intricate patterns in the picture.
- pattern
- örnek
- pattern
- (Biyoloji) patern
- pattern
- yapı
Çini mürekkebi boya olarak kullanıldığı zaman ilginç bir yapı üretir.
-India ink produces an interesting pattern when used as a dye.
Niyetli olmayanlar uyum sağlamazken, kalmaya niyetli olanlar adanın konuşma yapılarına çabucak uyum sağladılar.
-Those who intended to stay quickly adopted the island speech patterns, while those who did not, did not.
- pattern
- (Tekstil) broşe
- pattern
- uçuş yolu
- pattern
- (Tekstil) terzi patronu
- pattern
- döküm modeli
- pattern
- patron
- pattern
- kopyasını çıkarmak
- pattern
- gidişat
- pattern
- gidiş
- pattern
- ideal
- pattern
- (fiil) örnek almak, örneğe göre yapmak
- pattern
- kurşun saçmasının hedef üzerinde bıraktığı izler
- pattern
- desen,v.kalıpla: n.kalıp
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a specimen, example, figure في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {n} pattern
a specimen, example, figure
الواصلة
a specimen, example, fi·gureالنطق
Resimler
السابق
المفضلات