Bana süpürge ve faraşı ver lütfen. Yere bazı kırıntılar döktüm.
- Pass me the broom and dustpan, please. I spilled some crumbs on the floor.
Bu çocuklar ördeklere ekmek kırıntıları attılar, onları gördüm.
- These children threw the bread crumbs to the ducks, I saw them.
Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Biraz daha biber ekle.
- Add a little more pepper.
Bir seferde azıcık iş yapacağım.
- We'll do a little at a time.
Kanepede azıcık kestir.
- Take a little nap on the couch.
O pastadan bir parça alabilir miyim?
- Could I get a little piece of that cake?
İşte senin için bir parça tavsiye, Tom.
- Here's a little nugget of advice for you, Tom.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
A little water has spilled.