İhtiyacım olan şey kaldıraçtır.
- What I need is leverage.
Bir yatırımcı grup firmanın kaldıraçlı satın alımını deniyor.
- An investors' group is attempting a leveraged buy-out of the firm.
Taşı bir manivela vasıtasıyla kaldırdılar.
- They lifted the rock by means of a lever.
Bana yeterince uzun bir manivela ve onu yerleştirmek için bir dayanak verin ve dünyayı kımıldatacağım.
- Give me a lever long enough and a fulcrum on which to place it, and I shall move the world.
Gözetlemek istemedim.
- I didn't want to pry.
Ben gözetlemek istemiyorum ama evde sorunlar yaşıyor musunuz?
- I don't mean to pry, but are you having problems at home?
Üzgünüm, ben gözetlemek istemiyorum.
- I'm sorry, I don't mean to pry.
Gözetlemek istemedim.
- I didn't want to pry.
Taşı bir manivela vasıtasıyla kaldırdılar.
- They lifted the rock by means of a lever.
Ayar kolunu yukarı doğru hareket ettirerek koltuk yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.
- You can adjust the seat height by moving the adjustment lever up.
Tom ekmek kızartma makinesine iki dilim ekmek koydu ve kolu aşağı itti.
- Tom put two slices of bread into the toaster and pushed down on the lever.
Ayar kolunu yukarı doğru hareket ettirerek koltuk yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.
- You can adjust the seat height by moving the adjustment lever up.
Tom Mary'nin manivela ile kapıyı açmasına yardım etti.
- Tom helped Mary pry open the door.
Biri bu pencereyi manivela ile açmaya çalışıyor gibi görünüyor.
- It looks like somebody was trying to pry open this window.
Specifically, a bar of metal, wood or other rigid substance, used to exert a pressure, or sustain a weight, at one point of its length, by receiving a force or power at a second, and turning at a third on a fixed point called a fulcrum. It is usually named as the first of the six mechanical powers, and is of three kinds, according as either the fulcrum F, the weight W, or the power P, respectively, is situated between the other two, as in the figures.