İhtiyacım olan şey kaldıraçtır.
- What I need is leverage.
Bir yatırımcı grup firmanın kaldıraçlı satın alımını deniyor.
- An investors' group is attempting a leveraged buy-out of the firm.
Taşı bir manivela vasıtasıyla kaldırdılar.
- They lifted the rock by means of a lever.
Ayar kolunu yukarı doğru hareket ettirerek koltuk yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.
- You can adjust the seat height by moving the adjustment lever up.